Kapadokya
Kapadokya 60 milyon yıllık bir tarih, Erciyes, Gül dağı ve Hasan dağ’ ın püskürttüğü lav, küllerin oluşturduğu tabakanın zaman içerisinde yağmur ve rüzgar ile oluşumunu tamamlayan bir doğa harikası.
Kapadokya Pers dili ile Güzel Atlar Ülkesi….
Kapadokya uzun tarihler boyunca ticaret kolonilerini içerisinde barındırmış ve ülkelerin birbirleri ile ticari ve sosyal alanda birleşmelerini sağlayan bir köprü rolü oynamıştır. Ayrıca Kapadokya ipek yolu’nun önemli kavşaklarından biridir
Kapadokya doğanın ve tarihin bir arada bulunduğu dünyanın en güzel bölgelerinden biridir. Kapadokya bölgesinde coğrafik olaylar peribacalarını oluşturmuş ve tarihi süreçte insanlar buradaki peribacalarının içlerine ev, kilise gibi yerleşim birimleri oyarak kullanmışlar ve bu yerleşkeleri çeşitli freskelerle süsleyerek bu olağan üstü bölgenin günümüze kadar ulaşan güzelliğini bizlere sunmuştur.
Kapadokya bölgesini eski çağda roma imparatoru Augustus antik dönem yazarlarından Strabon 17 kitaplık Geographika isimli kitabında(Anadolu XII,XIII,XIV) Kapadokya sınırlarını güneyde Toros Dağları, batıda Aksaray, doğuda Malatya ve kuzeyde Doğu Karadeniz kıyılarına kadar uzanan bölge olarak belirtmiştir.
Günümüzde Kapadokya bölgesi, Nevşehir, Niğde, Aksaray, Kırşehir ve Kayseri illerinin kapladığı alanda bulunmaktadır. Fakat kayalık Kapadokya bölgesi Uçhisar, Ürgüp, Avanos, Göreme, Derinkuyu, Kaymaklı, Ihlara ve çevresindeki daha dar alandan ibarettir.
Geleneksel kayalara oyulmuş Kapadokya evleri ve güvercinlikler Kapadokya bölgesinin özgünlüğünü dile getirirler. Kapadokya evleri 19. yüzyılda yamaçlara ya kayaların yada kesme taşlardan oluşturulmuştur.
Kapadokya bölgesinin volkanik yapısından dolayı ocaklardan çıkan taşların yumuşak oluşu ve rahat işlenebilme özelliği ve hava ile temasından sonra çabuk sertleşebilmesi nedeni ile dayanıklı bir yapı malzemesi olan bu taşlar Kapadokya bölgesinin tek mimari malzemesi olmuştur. Kapadokya bölgesindeki bu volkanik taşların miktarının fazla olması ve kolay işlenebilme özelliği ile yöreye has olan taş işçiliği geliştirilerek mimari bir gelenek haline gelmiştir. Kapadokya bölgesindeki evlerin avlu ev kapılarının malzemesi ahşaptır.
Kapadokya evlerinde kemerli yapılmış kapıların üst kısmı stilize sarmaşık ve rozet motifleriyle süslenmiştir. Kapadokya bölgesindeki güvercinlikler 19. yüzyılın sonları, 18. yüzyılda yapılmış küçük yapılardır. İslam resim sanatını göstermek açısından önemli olan güvercinliklerin bir kısmı manastır veya kilise olarak inşa edilmişlerdir. Güvercinliklerin yüzeyi yöresel sanatçılar tarafından zengin bir bezemeler, kitabeler ile süslenmişlerdir.